Salı Söyleşileri’nin bu haftaki konuğu, Anadolu müziği ve sazının seçkin temsilcisi, Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi kurucu rektörü Prof. Erol Parlak
Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi Müzik Bilimleri ve Teknolojileri Fakültesi Müzikoloji Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Okan Murat Öztürk tarafından hazırlanan ve her hafta salı günleri saat 20:00’de MGÜ YouTube kanalı üzerinden yayınlanan Salı Söyleşileri’nin bu haftaki konuğu, Anadolu müziği ve sazının seçkin sanatçısı, Üniversitemizin kurucu rektörü Prof. Erol Parlak.
‘Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi ve Ülkemize Katkıları’ başlıklı söyleşide, Üniversitemizin kuruluş süreci ve eğitime başlamasından günümüze dek yapılanlar, ana hatlarıyla, en yetkili ağız tarafından dile getiriliyor. Söyleşi boyunca Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde teori, terminoloji ve notalama alanlarında geliştirilen ve uygulanmakta olan eğitimin özellikleri; kültürel, eğitsel, bilimsel ve sanatsal alanlarda somut üretime dönük olarak gerçekleştirilen çok yönlü faaliyetler; ülkemiz müzik potansiyelinin tüm boyutlarıyla değerlendirilmesine yönelik temel felsefe; saz/bağlama, tanbur ve piyanoya temel birer çalgı olarak Üniversite eğitiminde verilen merkezî rol ve tüm müzik türlerinin gerek kendi içlerindeki kıymetlerinin açığa çıkarılması, gerekse de mümkün olan en sağlıklı karşılıklı etkileşim imkânlarına zemin sağlanması gibi boyutlar üzerinde duruluyor.
“Doğru çok, ama gerçek bir tane” diyen Prof. Parlak, üzerinde yaşadığımız Anadolu coğrafyasının kültürel bakımdan taşıdığı önem ve ayrıcalığa dikkat çekiyor ve bu potansiyelin farkındalığıyla Üniversitemizin, ortaya konulan kapsayıcı vizyon dahilinde, çok kısa süre içinde, ülke insanının gündeminde önemli bir yer edindiğini ve geniş kesimlerin ilgi, takdir ve övgülerine mazhar olduğunu belirtiyor. Söyleşide akademik eğitim ve araştırmada üretime dönük daha yoğun bir içerik geliştirilmesi ve her anlamda kalitenin yükseltilmesinin taşıdığı öneme dikkat çekilirken, süreç boyunca ortak akıl ve uzlaşma kültürüne sağlanan destekleyici ve hoşgörülü yaklaşımın da altı çiziliyor.